Scroll Top
Bahçelievler Mah. Azerbaycan Cad. 25/5 Çankaya / ANKARA
0 312 213 15 51

İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU

İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU
  1. İMAR NEDİR? İMAR PLANI HANGİ AMAÇLARLA YAPILIR? İMAR PLANLARINDA YETKİLİ MERCİLER KİMDİR?
  • İmar Nedir?

İmar kelimesi, bayındırlık anlamına gelmektedir. İmar etme; canlandırma, şenlendirme anlamına sahipken bayındır etme; yapılaşma, hayat şartlarına uygun hale getirme ve şehirleşme anlamlarında kullanılmaktadır. İmar ve bayındırlık birbirini tamamlar niteliktedir.

  • İmar Planı Hangi Amaçlarla Yapılır?

İmar planı, yaşama uygun hale getirilecek yerdeki yapılaşmanın çevre, fen ve sağlık şartlarına uygunluğunu sağlama amacıyla hazırlanan ve uygulanan planlardır.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere imar/imar planı;

  • Yapılaşmanın çevre şartlarına uygunluğunu sağlamak (çarpık kentleşmenin önlenmesi, doğal yaşamın korunması gibi),
  • Yaşama uygun hale getirilecek yapılaşmanın Fenni şartlara uygun olarak yapılmasını sağlamak (Zemin etüdünün yapılarak zeminin sağlam olup olmadığının kontrolü sonrasında yapılaşma kat sayısının belirlenmesi gibi),
  • Yapılaşmanın sağlık şartlarına uygunluğunu sağlamak (İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi),

amaçlarıyla yapılmaktadır.

  • İmar Planlarında Yetkili Merciler

Ülkemizde, imar planının yapılması/yaptırılmasında belediye ve mücavir alan sınırları içinde Belediyelerin plan yapma, yaptırma ve onama yetkileri bulunmaktadır. Belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise Valilikler plan yapma ve yaptırma yetkisine sahiptir.

İmar Planlarına uyulmaması halinde İmar Kirliliği durumu ortaya çıkar ve bu durum Ülkemizde “İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu”nu oluşturur.

  1. İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU

İmar kirliliğine neden olma suçu Türk Ceza Kanunu m.184’te bir şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme aşağıdaki gibidir:

“İmar kirliliğine neden olma

Madde 184- (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) (Ek: 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.”

TCK 184. Maddede düzenlenmiş bulunan imar kirliliğine ilişkin öncelikle yapı ruhsatiyeti, yapı kullanma izni kavramlarını açıklamak gerekmektedir.

Yapı ruhsatiyesi; mücavir alanlar içerisinde ruhsata tâbi olan herhangi bir yapının inşaatına başlanabilmesi için Belediyelerce, mücavir alan sınırları dışında Valiliklerce (Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri) verilen izindir.

Yapı Kullanma İzni (İskân); bir yapının ruhsat ve eklerine uygun olarak inşaa edilip tamamlandığını belirten; tapu kaydını, bağımsız bölümlerin cinslerini, numaralarını, metrekarelerini, sınıflarını ve mal sahiplerini gösteren belgedir.

Bir yapı, yapı ruhsatiyeti olmadan inşa edilemez, edilirse kaçak yapı olarak nitelendirilir. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 6 Haziran 2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” adlı tebliğ gereğince, İmar Barışı kapsamında; 31/12/2017 tarihinden önce yapı ruhsatiyesi olmadan yapılmış yapılar için “Yapı Kayıt Belgesi” alınabileceği ifade edilmiştir.

Yapı Kayıt Belgesi; İmar Barışı kapsamında değerlendirilmiş olan yapılar için oluşturulacak belgelerdir. Yapı Kayıt Belgesi alınmasının hukuki sonucu bu belgenin yapıyı ruhsatlı ve iskanlı bir yapıymışçasına yasal hale getirmesidir.

TCK 184 teki düzenlemenin gerekçesinde;

“Madde metninde imar mevzuatında belirlenen usul ve koşullara aykırı olarak inşa faaliyetinde bulunmak, suç olarak kabul edilmiştir. Birinci fıkradaki suç; yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur.Böylece, sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa değil; inşaatın sahibi de bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tür inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişiler de bu suçtan dolayı fail sıfatıyla cezalandırılacaktır. İkinci fıkrada; yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Üçüncü fıkraya göre; yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır. Dördüncü fıkrada; bu madde hükümlerinin uygulanma alanı ile ilgili sınırlama getirilmiştir. Bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanabilecektir. Örneğin organize sanayi bölgeleri, özel imar rejimine tabi bölge niteliği taşımaktadır. Ancak, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu sınırlama kabul edilmemiştir. Bu bakımdan, köy sınırları içinde inşa edilen, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu madde hükümleri uygulanabilecektir.

  1. İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇUNA DAİR ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
    • Yargıtay Ceza Genel Kurulunun E.2020/329, K.2022/823 Sayılı Kararı

“… TCK’nın 184. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçun konusu, belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunan binadır. Bu anlamda, belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerler dışında bulunan binalar, anılan düzenlemenin kapsamına girmemektedir. Binanın mutlaka betonarme olması gerekmeyip ahşap binalar da TCK’nın 184. maddesinin birinci fıkrası kapsamındadır. Yine bu suç bakımından binanın ruhsata tabi olması yeterli olup belirli bir genişlikte veya yükseklikte olmasına gerek yoktur. Maddede belirtilen “Bina” kavramından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olup, bu kavram İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre belirlenmektedir. Anılan düzenlemede bina, “Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” şeklinde tanımlanmıştır. TCK’nın 184. maddesinin birinci fıkrasında yalnızca binadan söz edilmiş olup “Yapı” kavramına yer verilmemiştir. Bu nedenle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, köprü, tünel, rıhtım, yol ve benzeri yapılar suç kapsamına dâhil değildir… Sanığın apartman terasını kapladığı … konstrüksiyonun, İmar Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan “Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” şeklinde tanımlanan bina kapsamında kalmaması ve kaplanan … yapının etrafının açık olması nedeniyle, sanığın teras kısmından alt kısma su vurduğu için izolasyon yapamamaları nedeniyle teras yaptırdığı yönündeki savunması da gözetilerek, eylemin alan kazanma niteliğinde bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olma suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, unsurları oluşmadığı hâlde sanığın imar kirliliğine neden olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulması gerekmektedir.”

  • Yargıtay 4.Ceza Dairesinin E.2021/42038, K.2023/21326 Sayılı Kararı

“…III. OLAY VE OLGULAR

Sanığın, yapı ruhsatı olmadan inşa ettiği bina temeli nedeniyle hakkında açılan davada Mahkeme, yapı kayıt belgesinin alınmış olması nedeniyle düşme kararı vermiştir.

  1. GEREKÇE

18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16 ncı maddesinde, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla yapı kayıt belgesi verilebileceği hükme bağlanmış olup, dosyadaki tapu kaydına göre dava konusu yerin 3. Derece doğal sit alanı içinde kaldığının anlaşılması karşısında; 2863 sayılı Kanun kapsamında kalan yere tezahürü bulunmayan bahse konu düzenlemenin, imar kirliliğine neden olma suçunun unsurlarını etkilemeyeceği, zira, yapı kayıt belgesi verilmesinin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınmasını sağlamakla birlikte, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında, kültür varlıkları yönünden koruma bölge kurullarından, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden izin alınmaksızın gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahaleleri hukuka uygun hale getirmeyeceği anlaşılmakla yerinde görülmeyen gerekçeyle sanık hakkında yapı kayıt belgesi alındığından bahisle açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi, Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

  1. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,”kararı verilmiştir.

  • Yargıtay 4.Ceza Dairesinin E.2022/16613, K.2023/21122 Sayılı Kararı

“… III. OLAY VE OLGULAR

Suça konu taşınmazda, ruhsatsız olarak mevcut iskanlı evinin zemin kattaki iş yerini ve bodrum kattaki işyeri deposunu (çift daire) meskene çevirdiği, toplamda 85 m² aykırılık yaptığı, bu durumun 05.05.2015tarihinde kontrol yapan … Belediyesi görevlilerince tespit edilerek kaçak inşaat durum tespit raporu düzenlendiği, bu tespit üzerine sanıklar hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Yerel Mahkemece, sanık … hakkında ise, sanığın suça konu yeri 22.12.2014 tarihinde satın aldığı, imara aykırılığın 2013-2014 yıllarında yapıldığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın beraatine karar verilmiştir. Yerel Mahkemece, birleşen dosya sanıkları … ve … hakkında, sanıkların imar barışından yararlanarak yapı kayıt belgesi aldıkları, imara aykırılığı bu şekilde giderdikleri anlaşıldığından sanıklar hakkında açılan kamu davalarının ayrı ayrı düşmesine karar verilmiştir.

  1. GEREKÇE

…Suça konu binanın 11, 12 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerinde ruhsata aykırı yapı oluşturulduğunun anlaşılması, ilgili Bakanlıktan dosyaya sunulan yazıda sadece 11 numaralı bağımsız bölüme ait Yapı Kayıt Belgesine ait bilgilerin yer alması karşısında, 7143 sayılı Kanun’la eklenen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesi gereğince, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31.10.2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31.12.2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, ilgili Bakanlıktan tüm ruhsata aykırı bölümlere ilişkin bilgiler sorularak suça konu binada ruhsata aykırı yapı oluşturulan tüm bölümlerle ilgili usule uygun yapı kayıt belgesi alınıp alınmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği gözetilmeksizin, eksik incelemeyle hüküm kurulması nedeniyle hükümler hukuka aykırı bulunmuş, açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

  1. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık … müdafii ile katılan vekilinin, temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin, hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, kararı verilmiştir.”

  • Yargıtay 4.Ceza Dairesinin E.2023/10339, K.2023/20356 Sayılı Kararı

“… III. OLAY VE OLGULAR

Suça konu boş arsaya sanığın suç tarihinde belediyeden ruhsat almaksızın kapalı mekan ve dükkan yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olduğu, imara aykırılığı gidermediği, dosya arasında bulunan 15.08.2018 tarihli yapı kayıt belgesinin dava konusu yerin tamamen kapsamadığı, sanık adına düzenlenmiş bir yapı kayıt belgesinin de bulunmadığından bahisle Yerel Mahkemece sanığın imar kirliliğine neden olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

  1. GEREKÇE

…Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanun’a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, Sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.

  1. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve sair yönlerden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle HÜKMÜN, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,” kararı verilmiştir.

  1. SONUÇ

İmar kirliliğine neden olma suçu yukarıda incelenen mevzuat hükümleri ve yargı kararlarına bakıldığında görüleceği üzere sadece bina ifadesinin geçmesinden dolayı ruhsatsız ya da izinsiz yapılan yapılar (köprü, viyadük, rıhtım vs.) imar kirliliği suçu kapsamına girmemektedir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 6 Haziran 2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” adlı tebliğ gereğince, İmar Barışı kapsamında; 31/12/2017 tarihinden önceyapı ruhsatiyesi olmadan yapılmış yapılar için “Yapı Kayıt Belgesi” alınabileceği ifade edilmiştir.

Yapı Kayıt Belgesi; İmar Barışı kapsamında değerlendirilmiş olan yapılar için oluşturulacak belgelerdir. Yapı Kayıt Belgesi alınmasının hukuki sonucu bu belgenin yapıyı ruhsatlı ve iskanlı bir yapıymışçasına yasal hale getirmesidir. Yani kişi 31/12/2017 tarihinden önce yapı ruhsatı almaksızın bina inşa etmiş olsa ve süresi içinde (30/10/2018 tarihine kadar başvuru yapmış, 31.12.2018 tarihine kadar ödemesini tamamlamış olması gerekmektedir.) yapı kayıt belgesi almış olursa bu yapı ruhsatlı ve iskanlı hâle gelir. Kişi hakkında açılmış davalar var ise yapı kayıt belgesi alınmasından dolayı, davalar hakkında “Düşme” kararı verilebilir.

Ancak sit alanlarında veya doğal yaşamı koruma alanlarında yapılan kaçak binalar hakkında yapı kayıt belgesi alınmış olsa dahi davalarda düşme kararı verilemez. Söz konusu alanlarda kişinin kaçak yapı inşa etmiş olması halinde imar kirliliğine neden olma suçu olabilir ve kişi mahkumiyet cezasıyla karşı karşıya kalabilir.

İmar kirliliğine neden olma suçundan dolayı haklarında dava açılan veya açılması muhtemel olan kişilerin  imar kirliliğine neden olma suçu konusunda uzmanlaşmış avukattan  hukuki yardım almasının yararına olacağı kanaatindeyiz.

                                                                             Av. Arb. Çağlar Şaban ALTINYÜZÜK

bir yorum bırakın