Scroll Top
Bahçelievler Mah. Azerbaycan Cad. 25/5 Çankaya / ANKARA
0 312 213 15 51

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU
HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU İNCELEMESİ
  1. HUKUKİ TANIM

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir:

Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Maddede farklı özelliklere sahip farklı suç tiplerinin düzenlendiği görülmektedir. Maddenin birinci fıkrasında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, ikinci ve üçüncü fıkrasında “halkın bir kesimini aşağılama” ve “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” şeklinde suç tiplerine yer verildiği görülmektedir.

  • Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu

TCK madde 216/1 de; Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve bu tahrik neticesinde kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu oluştuğu görülmektedir. Bu suçu işleyen failin ise bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı madde metninde ifade edilmiştir.

  • Halkın Bir Kesimini Aşağılama Suçu

TCK madde 216/2 de: Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişinin altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmiştir. Bu fıkrayı açıklamak gerekirse halkın bir kesiminin, bazı farklılıklarından dolayı (bu farklılıklar sosyal, sınıfsal, ırksal, dinsel, mezhepsel, cinsiyet odaklı veya yaşadığı bölgeden ötürü gibi) alenen aşağılanması durumunda halkın bir kesimini aşağılama suçundan bahsedilir. Bu suçun oluşması için alenen aşağılamanın şart olduğu madde metninde görülmektedir.

  • Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Dini Değerleri Aşağılama Suçu

TCK madde 216/3’ te; Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişinin, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmiştir. Madde fıkrasında düzenlenmiş bulunan bu hüküm “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçu”nu tanımlamaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanması ve bu fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması şarttır. Bu iki şartın bir arada gerçekleşmediği durumlarda oluştuğundan söz edilemeyeceği madde metninden anlaşılmaktadır.

  1. SUÇUN MADDİ VE MANEVİ UNSURLARI

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun oluşabilmesi ve cezalandırılabilmesi için suçun maddi ve manevi unsurlarının somut olayda gerçekleşmesi şarttır. Suçun maddi ve manevi unsurlarından birinin eksik olması halinde somut olayda bu suç oluşmayacak dolayısıyla herhangi bir ceza verilemeyecektir.

2.1 Suçun Maddi Unsurları
2.1.1 Fail ve Mağdur

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun özgü suç olmaması sebebiyle herkes tarafından işlenebilir.  

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu, “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Dolayısıyla suçun öncelikli mağduru kamunun kendisidir. TCK madde 216/2 ve 3 fıkraları kapsamında ilgili suçun aşağılama suretiyle işlenmesi halinde de aşağılanan kesimde bulunan kişiler mağdur olabilecektir. 

2.1.2 Fiil, Netice ve Nedensellik Bağı

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçunun işlenebilmesi için halkın farklı özellikler gösteren bir kesimini diğer kesimine karşı alenen tahrik etme ya da halkın farklı özellikler gösteren bir kesimini bu özellikler sebebiyle aşağılamak fiillerinden birisi gerçekleştirilmelidir. Kanun koyucu, suçun oluşması için alenen tahrik ya da aşağılamanın varlığını aramış olsa da hangi eylemlerin tahrik ya da aşağılama teşkil edeceğini göstermemiştir. Yargılama esnasında hakim tarafından işlenen fiilin suç amaçlı olup olmadığı denetlenecektir.

TCK, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçunun meydana gelmesi için eylemin aleni olmasını aramıştır. 

Şayet failin eylemi, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkarmaya elverişli değilse suç gündeme gelmeyecektir. 

TCK madde 216/2 fıkrası kapsamında suçun oluşabilmesi için failin, halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılaması aranmıştır.

TCK madde 216/3 fıkrası kapsamında suçun oluşması için fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması gerekmektedir. Madde metninde kamu barışını bozmaya elverişlilikten bahsedilse de kamu barışının bozulması şart değildir. Fiilin, kamu barışını bozmaya elverişli olmaması halinde ise ilgili suç gündeme gelmeyecektir. Dolayısıyla TCK madde 216/3 somut tehlike suçunu teşkil etmektedir. 

2.2 Suçun Manevi Unsurları

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılanma suçu, düzenlemede suç tiplerinin taksirle işlenebileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığından dolayı bu suç tipleri ancak kastla işlenebilir.

Bu açıdan kişi, örneğin halkın belli bir kesiminin dini değerlerini aşağılarken, aşağıladığı şeylerin bir dinin değerleri olduğunu bilmeli ve aşağılama konusunda bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.

  1. YARGILAMA SÜRECİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Bu suç şikayete tabi olmayıp, soruşturma ve kovuşturması Cumhuriyet Savcılığınca re’sen (kendiliğinden) yapılabilmektedir Söz konusu suç için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

  1. YARGITAY KARARLARI
4.1 Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı

“… Bu açıklamalar ışığında yapılan incelemede; Merkezi Fransa’da bulunan … isimli mizah dergisinin yayınlamış olduğu çeşitli karikatürler nedeniyle 07.01.2015 tarihinde merkez ofisine yapılan silahlı saldırı sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiği, bu saldırıdan bir hafta sonra adı geçen derginin kapağında yayımlanan ve Hz. Muhammed’in tasvir edildiği belirtilen çizimi köşelerinde paylaşan Cumhuriyet Gazetesi yazarları sanıklar … ve …’ın TCK.nın 216/1.maddesi uyarınca ülkede yaşayan halkın İslam dini yönünden kendilerini diğer dinlerden farklı gören kesimini alenen kullanılan Hz. Muhammed’e ait olduğu bildirilen çizim ile tahrik etmek suretiyle iddia konusu halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu işlediklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de;

Dava dosyasının kamu düzeni ve kamu güvenliği uzmanı, toplum bilimi uzmanı ve dil bilimi uzmanından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilip sanıkların görev yaptığı Cumhuriyet Gazetesinin okuyucu kitlesinin sosyal ve kültürel yapıları da göz önüne alınarak, Hz. Muhammed’e ait olduğu iddia edilen ve yaşanan saldırının ardından göz yaşı döken bir müslüman figüründen ibaret olan … dergisinin karikatürünü ve buna ilişkin yorumlarını köşelerinde yayınlamak şeklindeki eylemlerinin halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme mahiyetinde olup olmadığı ile bu şekildeki yayının kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkmasına elverişli olup olmadığı hususunda rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

Yasaya aykırı, sanıklar müdafinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince BOZULMASINA…” kararı verilmiştir.

4.2. Yargıtay 3. Ceza kararı

“… Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, herkese açık olan sosyal medya hesabından iddianamede yer alan sözleri paylaştığının anlaşılması karşısında, kullanılan ifadeler dolayısıyla, TCK’nın 216/2. maddesinde düzenlenen “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde” suçun unsurları itibariyle oluşacağı, sanık hakkında TCK’nın 216/2 maddesinde tanımlanan suçun unsurları ve cezalandırılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin gerekçe bölümünde tartışılarak sanığın hukuki durumunun takdiri yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, …” kararı verilmiştir.

4.3 Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı

“… OLAY VE OLGULAR

Dava konusu olay sanığın facebook sosyal paylaşım sitesinde ……………’nu kast ederek, “… memleketi Dersim’dir (dinsiz alevilerin yatağı) …” diyerek halkın bir kesimini mezhep farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suretiyle atılı suçu işlediği iddiasına ilişkindir.

GEREKÇE

……. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli kararında; paylaşımı kendisinin yaptığını ikrar eden sanığın yaptığı paylaşım bütün olarak değerlendirildiğinde “… Memleketi Dersim’dir. (dinsiz alevilerin yatağı)…” şeklindeki paylaşımın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve 5237sayılı Kanun’un 216’ncı maddesinde düzenlenen halkın bir kesimini (Tunceli’de yaşayanları) mezhep farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçunun unsurları oluştuğu gibi; Facebook sosyal paylaşım sitesinde bahsi geçen yazıların paylaşıldığı anlaşıldığından sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun’un 218 nci maddesi gereğince artırım yapılmasında da isabetsizlik görülmemiştir. …

KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ……… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA, …” kararı verilmiştir.

4.4 Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı

“… Temyizin kapsamına göre; Dava konusu olay, sanığın internet ortamında kullandığı … hesabından “…bünyesini böylesi etnik p..çlerden temizlemenin en … yolu katliamdır”, “ahh…koyduğumun sidikli bitli emevi artığı, tarikat p..çleri” şeklinde paylaşımlar yaparak Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.

A.İlk Derece Mahkemesinin kabulü

……… 2.Asliye Ceza Mahkemesince sanığın yaptığı paylaşımlar ile halkın bir kesimini İslam dinini benimseyenlere karşı alenen tahrik ettiği kabul edilerek 5237 sayılı Kanunun 216 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

  1. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü

İlk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak, sanığın kullandığı bu sözler ile TC Devletinde yaşayan Kürt ve Arap kökenli kişileri aşağıladığı ancak kullandığı bu sözler sebebi ile kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığına dair delil bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanunun 216 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “Halkın bir kesimini alenen aşağılama” suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.

GEREKÇE
  1. 5237 sayılı Kanun’un 216 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenleme ile kamu barışını korumak amacıyla halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge bakımından farklı bir kesiminin alenen aşağılanması suç sayılmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; suçun oluşabilmesi için kalkın bir kesimini oluşturan gayrimuayyen sayıdaki kişilerin sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak aşağılanması, tahkir edilmesi gerekir. Somut olayda; sanık tarafından yazılan dava konusu paylaşım içeriklerinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 216’ncı maddesinde düzenlenen halkın bir kesimini farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçunun unsurları oluştuğu anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
  2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda … sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
  3. … Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2023 tarihli kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin, suç tarihinden sonra kesinleşmesi nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının ancak tekerrüre esas alınması gereken ilamın … 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas, ………. Karar sayılı ilam olduğunun gözetilmemesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR

Gerekçe Bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2023 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin beşinci fıkrasında “… Asliye Ceza Mahkemesi’nin ………. Esas, ………. Karar” ibaresinin çıkartılarak yerine; “… 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. Esas, ………. Karar” ibaresinin yazılması suretiyle Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, …” kararı verilmiştir.

SONUÇ

Yüksek Mahkemenin vermiş olduğu kararlardan görüleceği üzere halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun oluşabilmesi ve cezalandırılabilmesi için; failin fiilleri ile meydana getirdiği somut tehlike arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekmekte ve meydana gelen neticenin faile isnat edilebilmesi lazımdır. TCK madde 216/2’de düzenlenen alenen aşağılama hali ise soyut tehlike ve sırf hareket suçu olması sebebiyle failin fiili işlediği anda suç meydana gelecektir.

Bu suç ancak kasten işlenebilir, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Suç, özgü suçlardan biri olmadığı için failin özel nitelikleri bulunmaz yani herkesçe işlenebilir.

Suça ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlı değildir. Bu nedenle Cumhuriyet Savcılığınca re’sen soruşturma ve kovuşturma işlemleri yapılabilmektedir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun madde metni ile Yüksek Mahkeme kararları dikkate alındığında çok detaylı ve kapsamlı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ilgili suçtan dolayı haklarında dava açılan veya açılması muhtemel olan kişilerin ceza hukuku konusunda uzmanlaşmış avukattan hukuki yardım almasının yararına olacağı kanaatindeyiz.

Av. Arb. Çağlar Şaban ALTINYÜZÜK

bir yorum bırakın